AÇILIŞ KONUŞMASI
NAFİZ ÜNLÜYURT (Hacı Bektaş Velî Kültür Derneği Başkanı)-Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay, Sayın Valim, Sayın Milletvekilleri, Sayın İl Jandarma Alay Komutanı, Sayın İl Emniyet Müdürü, Sayın Kaymakamım, Alevî-Bektaşî örgütlerinin saygıdeğer genel başkanları,şube başkanları, sevgili konuklar, saygıdeğer Hacıbektaşlılar! Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla düzenlenen “Alevî-Bektaşî Kuruluşları, 800. Doğum Yılında Hacı Bektaş Velî’yi Serçeşme’de Anıyoruz” Kültür ve Sanat Etkinliğine hoş geldiniz. Hacı Bektaş Velî Kültür Derneği Yönetimi adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.Sözlerime doğumunun 800. yılında Hacı Bektaş Velî’yi ve aramızdan ayrılışının 71. yılında Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anarak başlamak istiyorum.
Sevgili canlar; Alevî-Bektaşî açılımını 1964’ün 16 Ağustos’unda Serçeşme’de başlatan bir derneğin bugünkü başkanı sıfatıyla sizlere seslenmek onur verici. 12 Eylül yönetiminin kapısına kilit vurduğu o kuruluşun, bunca yıl aradan sonra zor da olsa yeniden hayata dönüşünü görebilmek insanı mutlu ediyor, gurur veriyor. Heyecan ve mutluluk bir arada, hoş bir duygu, o kadar güzel ki. Saygıdeğer konuklar, sevgili canlar; Alevî-Bektaşî kuruluş temsilcileri; 800. doğum yılında Hacı Bektaş Velî’yi bugün ve de yarın Serçeşme’de konuşacaklar. Böyle bir buluşmanın ve de o yüce bilge kişiyi birlikte Serçeşme’de anmanın bir ayrıcalığı olacağını düşündük. Hacı Bektaş Velî Kültür Derneği olarak ayrım yapmadan Alevî-Bektaşî kuruluşlarına ulaşmaya çalıştık. Amacımız, Alevî açılımında gelinen noktayı aramızda konuşup tartışmak, bundan sonraki süreçle ilgili olarak da görüş alışverişinde bulunmak, başka bir amacımız ise, bu etkinliği geleneksel hale getirip tüm Alevî ve Bektaşî kuruluşlarını her yıl Serçeşme’de buluşturmak, kuruluşlar arası ilişkileri güçlü kılmak, güçlü bir Alevî-Bektaşî birlikteliğinin kapılarını aralamaktır.
Kendimizi ve de amacımızı iyi anlatamadığımızdan olacak ki, etkinliğimize katılmayan kuruluşlar oldu. Keşke onlar da aramızda olsalardı, keşke Pir diyarında onlarla da bir beraber olabilseydik. Hepsine buradan selam ve saygı sunuyorum.
Saygıdeğer konuklar, sevgili canlar; ülkemizde ilginç gelişmelere tanık olunuyor, önemli gelişmeler yaşanıyor. Karmaşalarla dolu bir sürecin içinde birlikte yürüyoruz, bilmeden de olsa bir değişime tanıklık ediyoruz. Hepimizde değişen bir Türkiye kafalarda soru işareti. Doğru ya da yanlış diyebilmek, destek vermek, karşı çıkmak o kadar zor ki. Güneydoğu’daki o görüntü, yaşanan karmaşa, Silivri’de olup bitenler, siyasallaşan yargı, yasadışı dinlenen telefonlar ve de bu süreçte atılan çığlıklar, yapılan tahrikler düşündürüyor insanı. Kafalar gerçekten de karışık ve de böylesi bir süreçte ayakkabısını çıkartıp cemevine giren, yer minderine bağdaş kurup oturan bir Cumhurbaşkanı; şaşırıyorsunuz. Süreç zor ve de riskli, ama başarılmaz değil. Tüm bu gelişmeler ışığında Hacı Bektaş Velî Kültür Derneği; siyasi iktidarın tartışmaya açtığı açılımları önemsiyor ve başlatılan çalışmalar demokratik bir anlayış içerisinde ve de toplumsal uzlaşı sağlanarak sürdürülsün istiyor.
Sevgili canlar; Alevî ve Bektaşîlik bir ülke gerçeği. Alevî ve Bektaşî kuruluşlarınca defalarca kamuoyuna deklare edilen Alevtoplumunun öncelikleri, eşit yurttaş olma talepleri ile ilgili çözüm süreci artık başlatılmalı;cemevleri sorunu çözülmeli, zorunlu din dersi uygulamaları son bulmalı, Madımak müze olmalı. Yalnızca Alevî ve Bektaşîler için değil, tüm inanç dünyası için de
düşünülmeli bu açılımlar. İbadetler istenilen biçimlerde ve yerlerde özgürce yapılabilmeli. İnanç özgürlüğü önündeki engeller tümüyle kaldırılmalı. Kutsal duyguları politika malzemesi yapma alışkanlığından vazgeçilmeli. İnanan insanlara gösterilen sevgi ve saygı, inancı olmayan kişilerden de esirgenmemeli. Saygıdeğer konuklar, sevgili canlar; bir gerçeğin altını kalın çizgilerle çizerek sizlerle paylaşmak istiyorum: Cumhuriyet tarihinin en büyük ve de anlamlı açılımını Mustafa Kemal gerçekleştirdi. O açılımın kazanımları ile özgür ve çağdaş bir ülke olan laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu. Bu gerçek unutulmamalı, Atatürk’e ve onun en büyük eseri olan Cumhuriyet’e sahip çıkılmalı. Duymayanlar duysun, bilmeyenler de bilsin, biz Atatürk’ü seviyoruz, seveceğiz de. Alevî ve Bektaşîlikte ayrımcılık yoktur, birlik vardır; bölücülük yoktur, bütünlük vardır; düşmanlık yoktur, dostluk vardır; çağdaşlık, uygarlık vardır. Adalet ve eşitlik vardır Alevî ve Bektaşîlikte. Atatürkçü düşünce ile Hacı Bektaş düşüncesi ikiz kardeş gibidir. Sevgi ve saygı, hoşgörü, özgür ve çağdaş yaşam, laik inanç, kadına duyulan saygı, yeniliklere açık olabilme, “Dünyada en hakiki mürşit ilimdir” diyebilmedir o düşünce. Bu yoldan dönüş olabilir mi sevgili canlar? Sayın Bakanım, saygıdeğer konuklar; Hacıbektaş önemli bir ilçe. Bir kültürün merkezi, bir inancın da başkentidir Hacıbektaş. Burası olmadanAlevî ve Bektaşîliği bir yere koyamazsınız, koysanız da olmaz, boşta kalır bir ayağı tutunamaz yıkılırsınız. Her inancın kutsal saydığı yerler var. Alevî ve Bektaşî insanımız da bu toprakları kutsal bilir. Alevî ve Bektaşîler için Hacıbektaş Mekke’dir, Medine’dir. Bu abartı değil, bir gerçek. Yılda 1 milyondan fazla kişinin bu ilçeyi ziyaret etmesi kanıtlamıyor mu bu gerçeği? Değerli konuklar, sevgili canlar; daha gelişmiş, daha güzel bir Hacıbektaş bir özlem hepimiz için. Bir inancın merkezi bir başka güzel olmalı. İşte fırsat, bir açılım da Hacıbektaş için yapılmalı, çalıştaylar düzenlenmeli bu ilçe için de. Hacıbektaş Belediyesi ve tüm Alevî-Bektaşî kuruluşları bir arada, ilçe sorunlarını birlikte konuşuyor, projeleri yapıyor, kaynak arıyor. Alevî ve Bektaşî kuruluşları ve Hacıbektaş büyük bir güç, neler olmaz, neler yapılmaz ki! Ne güzel hayal, değil mi? Hayaller de büyük olmalı sevgili canlar. Öyle olunca o hayallerin bir anlamı olur. 40 bin, 50 bin nüfuslu bir Hacıbektaş düşlüyorduk yıllar öncesinde; o hayal devam ediyor hala. Niye olmasın ki? Bizim de bir Sultanahmet’imiz olmalı demiştik bir zamanlar; görkemli ve de çok amaçlı herkesin hayranlıkla seyredeceği bir cemevi. Etrafı gül bahçeleriyle çevrili, gül kokan bir Hacı Bektaş Velî Külliyesi. Hacı Bektaş Velî ve Alevî-Bektaşîliği Araştırma Enstitüsü Hacıbektaş’ta açılmalı demiştik ta Turizm Derneği yıllarında. Üniversite kenti, kültür ve turizmin merkezi bir Hacıbektaş, kim istemez ki? Alevî-Bektaşî insanımızın, inanç önderlerimizin gönül rahatlığı içerisinde ve gururla işte bizim inanç merkezimiz bu diyebileceği bir Hacıbektaş. Niye hayal olsun ki?
Saygıdeğer konuklar, sevgili canlar; Alevî ve Bektaşî toplumu birsınavdan geçiyor. Zor günler, karar günleri, kimliğine daha sıkı sahip çıkma günleridir. Böylesi dönemlerde bir ve beraber olabilme gerçekten de çok önemli. Şu bir gerçek, ayrı gayrı değiliz biz, aynı düşüncenin, aynı inancın, aynı yolun yolcularıyız hepimiz de. Farklı görüşler içinde olabilir, Alevî ve Bektaşîliği değişik biçimde yorumlayabiliriz de. Hiç önemli değil; herkes istediği gibi inanır, istediği gibi de düşünür. Kime ne, kim ne karışır? Farklılığımız ve güzelliğimiz bu değil mi bizim. Hem niye bir ve beraber olmayalım ki, uzun ince bir yolda bir olup yürümedik mi? Yağmur altında cem olup ıslanmadık mı? Birlikte yıkılıp, yakılmadık mı? Arkadaş, gardaş, Kızılbaşız biz. Sevgili canlar; Serçeşme hepinizin evi, herkese yer var burada. İnanın buna, Nafiz Ünlüyurt olarak ben ne kadar Hacıbektaşlıysam, sizler Sayın Ali Balkız, İzzettin Doğan, Fevzi Gümüş, Ercan Geçmez, Turgut Öker, Tekin Özdil, Doğan Bermek, Murtaza Demir, Kazım Genç, Selahattin Özel; sizler, Arif Sağ’lar, Musa Eroğlu’lar, Neşet Ertaş’lar, Sabahat Akkiraz’lar ve de Alevî örgüt başkanları ve de üyeleri ve de milyonlarca Alevî ve Bektaşî insanımız sizler, sizler de o kadar Hacıbektaşlısınız. Hepinize yer var burada. Saygıdeğer konuklar, düşünce ve gönül insanı Hacı Bektaş Velî’nin 800. doğum yılı nedeniyle bu etkinliği düzenlemek kolay olmadı. Çok zorluklarla karşılaştık. Sürprizler oldu, inanamadığımız gelişmeler oldu. Ben Türkiye’nin zor yıllarında, yasaklı yıllarında 1974’ten, 1974-75-76 yıllarında Hacıbektaş Velî Turizm Derneğinin başkanlığını yaptım. O dernek Hacı Bektaş Velî törenlerini düzenliyordu. Yine Türkiye’nin en zor döneminde 77-80 döneminde, Hacıbektaş Belediye Başkanlığı görevinde bulundum, yasaklı dönemlerdi. O zor günleri, Hacıbektaş’ta olan birlik ve beraberlikle aşmasını bildik. O birliği şimdi Hacıbektaş’ta görememenin üzüntüsünü yaşıyorum. Bu böyle sürmemeli değerli Hacıbektaşlılar. Birbirimizi sevme zamanı geldi. Ayrı
ayrı yerlerde olmak, ayrı ayrı düşüncelerin peşinde yürümek Hacıbektaş insanına yakışmıyor. Ben buradan Hacıbektaşlı hemşerilerime sesleniyorum, gelin aramızda bir şey yok, bir ve beraber olalım. Hacıbektaş’ın yarınları için birlikte el ele çalışalım. Bu mesajım inanıyorum ilgili yerlere doğru bir şekilde gider. Değerli canlar, bu etkinliğin düzenlenmesinde 3 kişiye özellikle teşekkür etmek gerekiyor; bu benim için bir görev. Bu etkinliğin oluşmasında bize en büyük desteği veren, bize inanan, sözlerimize güvenen Sayın Kültür Bakanımıza sizlerin huzurunda burada teşekkür etmek istiyorum. Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum hoş geldiniz. Buraya geldiğiniz için sağ olun. İkinci teşekkür etmem gereken kişi, Devlet Bakanımız Sayın Faruk Çelik. O da buraya gelmek istiyordu, keşke aramızda olsalardı. Onu burada görmek bizi onore edecekti, ama işleri olduğu için gelemedi. Fakat bu etkinliğin yapılmasında bize moral verdi, bize destek verdi. Üçüncü kişi de Sayın Nevşehir milletvekili Rıdvan Köybaşı. Gelişmeler bizi Rıdvan Beyle karşılaştırdı. Diğer iki milletvekilimizi görmek istedik, ziyaret etmek istedik odalarına vardık, o gün oralarda yoklarmış onları göremedik. İnanıyorum o milletvekilleri de bize Rıdvan Bey’in göstermiş olduğu yakınlığı gösterirlerdi. Onun için alınmasınlar, ama Rıdvan Bey’in burada yapmış olduğu, bize vermiş olduğu destek için Rıdvan Köybaşı’na özellikle teşekkür ediyorum.
Yine bizi güler yüzle karşılayan Sayın Valimize, her vardığımızda bizi kabul eden, bizi dinleyen Sayın Valimize, İlçe Kaymakamımıza, İlçe Belediye Başkanımıza, bu etkinlik için gelen Alevî örgüt temsilcilerine, onların sayın genel başkanlarına, örgüt başkanlarına, bu etkinlikte görev alan sanatçılara, konuşmacılara ve buraya gelen bütün konuklara, Hacıbektaş halkına, yönetim kurulu arkadaşlarıma hepsine teşekkür ediyorum ve sizleri saygıyla selamlıyorum.