HOCA AHMET YESEVİ VE GÜNÜMÜZDEKİ İZLERİ KONULU SEMPOZYUM AÇILIŞ KONUŞMASI

Okuma Süresi: 8 dakika
A+
A-
HOCA AHMET YESEVİ VE GÜNÜMÜZDEKİ İZLERİ KONULU SEMPOZYUM AÇILIŞ KONUŞMASI

Sayın Büyükelçim, Sayın Rektörüm,

Anadolu Aydınlanmasının öncüsü Hünkâr Hacı Bektaş Veli’ye, Pir Ahmet Yesevi’ye Gönül vermiş, Türkiye’den ve Kazakistan’dan etkinliğimize katılan Değerli Dostlar hepinizi Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği adına saygı ve dostlukla selamlıyorum.

Değerli dostlar Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği olarak yurtdışında düzenlediğimiz dördüncü sempozyumumuzdur.

Derneğimiz; tüzük ve amaçları doğrultusunda adına ve misyonuna yakışan projelerle Anadolu Alevi ve Bektaşiliğini, bu inancın ve kültürün izlerini, geçmişten günümüze kadar olan taşıyıcılarını, edebiyatını ve bu inancın bu kültürün simgesi durumunda olan pirlerini,evliyaların, dervişlerin izlerini sürerek geçmişle günümüz arasındaki bağları;

Siz değerli bilim insanları ve akademisyenler aracılığı ile bir kez daha belgeleyerek geleceğe not düşmek ve belge bırakmaktır.

İşte bu amaçla bu kezde Kazakistan’dayız,  Kazakistan ve orta Asya ülkeleri 9- 11 yy.lar arasında ortaçağ kültürünün gelişiminde önemli rol oynamışlardır bugün dünya bilim literatüründe isimleri bulunan matematikçi el Farabi, ünlü hekim İbni Sina, dönemin önemli bilgelerinden Ebu Reyhanül Buruni, Türk dilinin en önemli sözlüğü Divanı Lüğatı Türkü derleyen Karahanlı Türk bilgini Kaşgarlı Mahmut ve dönemin en önemli Türkçe çalışması olan Kutadgu biliğin yazarı Balasağunlu Yusuf bu bölgenin insanlarıdır.

Değerli dostlar Türkistan şehrine Anadolu’dan fiziki ya da manevi yolculuk yapabilmemiz için önce Hacıbektaş ilçesine uğramamız gerekir, çünkü Hacıbektaş’tan başlayan izler bizleri Türkistan şehrine ve huzurunda bulunduğumuz Türkistan piri Hoca Ahmet Yeseviye kadar ulaştırdı. Bu bölgelerde doğmuş, bu bölgelerden feyz almış dönemin aydını diyebileceğimiz dervişler, Rum erenleri olarak Anadolu’ya geldiklerinde bu bölgelerin inancını, kültürünü kısaca bu bölgelerin izlerini taşımışlardır.

Bugün Ahmet Yesevinin Divanı Hikmet adlı eserinde sufilik bilgisinin temellerini anlatırken her çağda geçerli öğütleri 10 asır yani bin yıl sonra dahi güncelliğini korumaktadır

Pir Ahmet Yesevi eserinde doğruluk ve adaletin savunmasını yaparken şöyle der;

Ehli dünya halkımızda sehavet yok                            

Padişahlarda vezirlerde adalet yok                                                  

Dervişlerin duasında icabet yok                                                                   

Türlü bela üstüne yağdı dostlar

Ahir zaman Alimleri zalim oldu                                                              

Hoş geldin diyebilenler alim oldu                                                                  

Hakkı söyleyen dervişlere düşman oldu                                                      

Acep şöyle zamanlar oldu dostlar

Bu dörtlükler kendisinden yüzlerce yıl sonra yaşamış Alevi Bektaşi inancının yedi ulu ozanından Fuzulinin şikâyetnamesine, Pir Sultan Abdalın Haksızlık karşısındaki şiirlerine ya da yakın tarihimizdeki Neyzen Tevfik in taşlamalarına ne kadar çok benziyor

Anadolu Alevi Bektaşi inancındaki izler Arap Müslümanlığından çok orta Asya kültürünü taşımaktadır

Anadolu’da 99 bin Rum erenlerinin piri Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin öğretisinin temelinde Piri Türkistan’ı Ahmet Yesevi vardır. Çünkü tüm kaynaklar Hacı Bektaş Veli nin hocasının Ahmet Yesevinin müritlerinden Lokman Perende olduğu göstermektedir. Hatta bazı kaynaklar Hacı Bektaş Velinin hocasının Ahmet yesevi olduğunu iddia etmektedir.

Ancak büyük çoğunluk Hacı Bektaş Veli nin hocasının Lokman perende olduğu yönünde birleşmişlerdir. Gerek velayetnamede gerekse çeşitli uzman tarihçilerin araştırmalarında hocası Lokman Perende Hacı Bektaş Velinin çok erken yaşlarda gerçeğe ulaşma nurunu fark etmiş dergâhına Hacı Bektaş tan daha önce giren ve daha yaşlı olanlara  “Evvel giren değil Evvel gören ”deyimini kullanarak Hacı Bektaş’ın hilafetini onaylatmıştır.

Hacı Bektaş Veliye kutsal emanetler verilerek Anadolu’ya (Ruma) yollanmıştır

Hacı Bektaş Veli İslamiyet’i Arap egemenliğinden Arap sömürüsünden kurtarmak için Anadolu’nun ortasında kutsal mekânları yaratmıştır (Arafat dağını, halen kutsal sayılan zemzem pınarını) yani uzaktakini yakına getirmiştir ve

Hararet Nardadır sacda değildir                                                                     

keramet Başta Taçta değildir                                                                                   

Ne ararsan kendinde ara                                                                                      

Kudüs’te Mekke’de Hacda değildir

Diyerek her şeyin merkezinin insan olduğunu belirtmiştir.

Anadolu’nun ortasında oluşturduğu dergâh ve İslamiyet’i Anadolu’ca yorumlayarak milyonlarca insanın gönlüne taht kurmuştur. bugün Türkiye’de en fazla ziyaret edilen türbe ve dergâhtır. Öyle bir sevgi ve gönül bağı ile bağlanmış ki ozanlar Uluğ Kızıl Keçili adlı ozanımız bir dörtlüğünde

Murtaza sırrına ermiş er sin                                                                               

Camiye sığmayacak Minbersin                                                                               

Sana dönmüş Hacı olmuş Kâbe                                                                                  

Kitabın yok ama peygambersin

Diyecek kadar gönülden bağlanmıştır

Değerli konuklar; iki gün sürecek bilgi şölenimizde (sempozyumumuzda) siz değerli bilim insanlarımız, araştırmacı ve akademisyenlerimiz bizleri Türkistan piri hoca Ahmet Yesevi ile Anadolu’nun Piri Hacı Bektaş Veli arasındaki bağları ve izleri konularında aydınlatacaksınız ve bilgilendireceksiniz bizlerde sizlerin değerli çalışmalarınızı ileriye yönelik tarihe not düşmek, geleceğe belge bırakmak amacıyla bu sempozyumu kitap haline getireceğiz.

Bu sempozyumun düzenlenmesinde hazırlık aşamasında en çok emeği olan sayın  Hayrettin İvgin hocamıza gönülden teşekkür ediyorum bizlere ev sahipliği yapan Ahmet Yesevi Üniversitesi rektörlüğüne  rektörümüz sayın Prof. Dr. Valihan Abdibekov a ve mütevelli heyeti başkanı sayın Prof. Dr. Musa Yıldız a Teşekkürlerimi sunarken bu etkinliğin düzenlememizde öncü olan maddi desteğini esirgemeyen TİKA (Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı) Başkanlığı ve değerli başkanı sayın Dr. Serdar Çam’a şükranlarımı sunarız, Türkiye den ve Kazakistan dan iki gün boyunca bizlere bilgi şöleni yaşatacak siz değerli bilim insanlarımıza Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği adına gönülden teşekkürlerimi sunar, etkinliğin başarılı geçmesi umuduyla hepinize saygı ve sevgilerimi iletiyorum.02.kasım.2016 Türkistan/Kazakistan

Mustafa ÖZCİVAN

Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği

Başkanı