AÇILIŞ KONUŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI

9  HAZİRAN  2012  HACIBEKTAŞ  OZANLAR  BULUŞMASI

AÇILIŞ KONUŞMASI

Sayın  Valim,  sayın Milletvekilim,  sayın  hanımefendiler,  beyefendiler yurtdışından  gelen değerli  konuklar  çok değerli  Hacıbektaş dostları,  sevgili ozan arkadaşlarım,  saygı değer  Hacıbektaşlı  hemşehrilerim;

Bugün 3. Düzenlediğimiz  uluslar arası  Hacıbektaş ozanlar buluşması etkinliğimize  hoş geldiniz Safalar getirdiniz  sizleri Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği adına saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Değerli konuklar,  sevgili dostlar;

Anadolu halk kültürünün  ve Alevi  Bektaşi kültürünün  yaşamasında  ve   bu  günlere gelmesinde  en önemli  unsurlardan bir tanesi ozanlık  ve  aşıklık geleneğidir.  Anadolu halk edebiyatından,  Anadolu halk kültüründen ozanlık geleneğini çıkarttığınız  zaman geriye  bir şey kalmaz  yüzyıllardır bu topraklardaki  yaşayan gelenektir,  ozanlık,  aşıklık,  halkın  gözüdür, kulağıdır,  dilidir  ozanlık.

İnançları,  gelenekleri, kültürleri  gelecek kuşaklara  aktarandır  ozanlık,  ozanlık ve  onun olmazsa olmazı  bağlama  Alevi  Bektaşi  dilinde telli kurandır,  dilli kurandır.

Sevgili dostlar,  değerli konuklar;

Böyle bir geleneğe,  böyle bir kültürel  yapıya  bu güne kadar  gereken  destek  ve  yardım yapılmadığı gibi  ozanların  ve aşıkların oluşturduğu  sivil  toplum  kurumları  ve  meslek  kuruluşları da yeterli  ilgiyi  görememiştir.

Alevi  Bektaşi inancının  bu günlere  gelmesinin  en önemli taşıyıcıları  olan ozanlarımızı,  yine  Alevi  Bektaşi  inancının  ser çeşmesi  Hacıbektaş ta  bir araya getirmek,  onların  sorunlarını tartışmak  ve onların  anısına paneller, konserler  düzenlemek,   yılda  bir kez de  olsa ozanlarımızı  anmak  Hacı Bektaş Kültür Derneği olarak  bizlerin görevidir.  Ancak; üçüncüsünü yaptığımız bu etkinliğe  destek olmaktan çok köstek olma çalışmaları olsa da, derneğimizi ve  yönetimini farklı anlatmaya çalışsalar da Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği  olarak,  Serçeşme de  ve Alevi Bektaşi örgütlülüğü içerisinde  etkili ve seviyeli bir  şekilde  görevimizi yapmaktan da  onur  duymaktayız.

Sevgili  dostlar,  saygıdeğer konuklar   değerli  ozan  arkadaşlarım;

Şah Hatay iden  aşık  Mahzuni  şerife  kadar  yaşamış  ve  bugün halen  yaşayan  ozanlarımız  asılmış, yüzülmüş, sürülmüş, ezilmiş  bu günde sıkıntı  ve yoksulluk içinde yaşam  mücadelesi  vermektedirler  ama onların  ürettikleri  eserleri  yaldızlı  ışıklar altında  seçkin  ve lüks  mekanlarda okuyan  ve seslendirenler   şan,  şöhret  ve para sahibi olmuşlardır  asıl  üreten  ozan  ve aşıklarımız  sıkıntılar içinde  yaşamış  yada  yaşam mücadelesi  vermektedirler. Bunlardan  ilk aklıma gelenlerden biri de  değerli ozanımız  aşık Hüseyin Çırakmandır

Halk ozanı  maddiyata önem vermez, ozanlığını para kazanmak için yapmaz ozan yalakalık, dalkavukluk  yapmaz,  yapamaz  ozan  halkının  üzüntüsünü,  sevincini, sorunlarını  tüm çıplaklığı ile anlatır ozan haksızlığa karşı direnir,  onun içindir ki  Pirsultan asılmış, Nesimi yüzülmüş, Mahzuninin tırnakları çekilmiş Muhlis Akarsu, Nesimi Çimen yakılmıştır.  ozanın sırça sarayı yoktur  halkın  içindedir ozan.  onun içindir ki  yöneticiler hep ozanlardan korkmuşlardır.    William Shakespeare  ozanlar  için der ki  bir ulusun türkülerini yapanlar yasalarını yapanlardan güçlüdür

Sevgili Hüdai  ışıklar içinde yatsın  bakın ne diyor;

Hükmeden dünyaya  bir  uçtan uca

Şahlar  boyun eğer  seni  görünce

Hüdai  yolunu  gözler yıllarca

Bugün bir  selamın  gelmiyor  para

Evet  yoksulluk içinde  bu dünyadan  göçtü  Hüdai  dik durdu  sultanlar boyun eğse de paraya  o  boyun eğmedi   karısı  Ankara da özel bir  dersane de temizlik işi yaparak  çocuğu ile yaşam  mücadelesi  veriyor   kaldıki;

Ateş icat olup  duman  tütmeden                 Gönül diyarından sevda  elinden

Aşkın ocağında biz  yanıp  tüttük                Hasret dağlarından  çile  çölünden

Güller açılmadan bülbül ötmeden               Peygamber izinden Allah  yolundan

Mana aleminde şakıdık öttük                      Yirminci  asırda biz geldik gittik

İrfan  sofrasının altın  tasıyız,

Muhabbet  suyunun şelalesiyiz

Hüdai  yunusun  sülalesiyiz

Tasavvuf  ilmini biz  tamam  ettik

Diyebilen  bir ozan yoksulluk  içinde  göçüp  gidiyor,

Ozanlarımıza  ne  devlet olarak  nede  millet  olarak  sahip  çıkamadık  işte  bunun için  Hacı Bektaş Veli Kültür  Derneği  olarak  bir kıvılcım çıkartmaya,  ozanlarımızın sorunlarını gündeme taşımaya  onların dünyaya  bakışlarını, tasavvuf  anlayışlarını, toplumsal ve  inançsal  düşüncelerini sizlerle paylaşmak için  bu etkinliği düzenledik. Yılda  bir kez de olsa  ser çeşmede  sizlerle buluşmanın mutluluğu içerisindeyiz. Birincisini  Mahzuni şerif’in,  ikincisini  aşık Daimi anısına  düzenlediğimiz  etkinliğin  bugün üçüncüsünü Aşık Davut Sulari  anısına düzenliyoruz.

Bu etkinliği düzenlemekte yardımlarını esirgemeyen, Kültür ve Turizm Bakanı sayın Ertuğrul Günay  ve  bakanlık çalışanlarına,  Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı  (TİKA ya),  başbakanlık tanıtma fonu ve başbakan yardımcısı sayın  Beşir Atalay’a,  ayrıca davetimizi kırmayan çok değerli sanatçı ve ozan dostlarımıza ve onların  adına  saygıdeğer dostumuz bu yola hizmeti geçmiş İstanbul milletvekilimiz sayın Sabahat  Akkiraz’ a  ve etkinlikte emeği olan tüm dost ve arkadaşlarımıza ve  Hacıbektaş  halkına ;  Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği adına  teşekkürlerimi ve  şükranlarımı sunarken,

Konuşmamı Hacıbektaş toprağında Hünkarı  ile yan yana  yatan ve onu bu topraklara elleri ile defin etmiş biri olarak;  değerli dostum Aşık Mahzuni Şerifin Davut Sulari için yazmış olduğu bir şiir ile bitirmek istiyorum

Sen gidince dağlar bülbülsüz kaldı             Her muhabbet bahçesinde biterdi

Çırpındı dost diye uçtu Sulari                     Her kuşun dilinden bilir öterdi

Deldi karanlığı feyli figanla                        Bir himmetti yüz mazluma yeterdi

Çok aşığa ışık saçtı Sulari                           Ufukta görünüp geçti Sulari

Oniki imamdan nesli Aliden                       Mahzuni  kem çıkmaz Ali postundan

Soyu soylamıştı Bektaş Veliden                 Arifler ayrılmaz sözün kastından

Farkı yoktu sanki kızıl deliden                   Çok taş yedi talibinden dostundan

Pervaz vurup kanat açtı Sulari                    Yürek parça parça göçtü Sulari

Büyük ozanımız Davut  Sulari yi  bir kez daha rahmet ve minnetle anarken  etkinliğimize maddi ve manevi destek olan tüm kişi ve kurumlara  bir kez daha teşekkür eder  bizleri yalnız bırakmayan siz dostlarımıza derneğimiz adına saygı, sevgi ve şükranlarımı  sunarım.        09 haziran 2012  Hacıbektaş

Mustafa  ÖZCİVAN

İnş. Mühendisi