DR. FAHRİ MADEN’İN ARAŞTIRMALARI: ZÜMRE-İ BEKTAŞİYAN VE KASTAMONU’DA BEKTAŞİLİK
FAHRİ MADEN’İN ARAŞTIRMALARI: ZÜMRE-İ BEKTAŞİYAN VE KASTAMONU’DA BEKTAŞİLİK
Nail TAN
Kastamonu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünün çalışkan, verimli öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Fahri Maden’in kitapları halk kültürüyle ilgilenmem dolayısıyla dikkatimden kaçmıyor. 12 Ekim 2017 tarihinde Ankara’da Kültür Ajansa bizzat gelerek kitaplarından ikisini daha imzaladı. Alevi-Bektaşi edebiyatı, Türk halk edebiyatının en zengin dallarının başında gelir diyebiliriz. Bu edebiyat, binlerce şiirin, menkıbenin yanı sıra Türk halk müziği repertuvarına birçok ezginin kazandırılmasına da sebep olmuştur.
Dr. Maden’in kitabı Zümre-i Bektaşiyan bu yıl yayımlandı (İstanbul 2017, 255 s., Roza Yayınevi). Yeniçeri Ocağının halk arasındaki ve Osmanlı idarî yapısındaki adlarından yaygın olanıdır Zümre-i Bektaşiyan. Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısı, muhtevasını/içeriğini çok güzel özetlemektedir: “Bektaşilik, XIII. yüzyılda Horasan’dan Anadolu’ya gelen ve geride silinmez izler bırakan Hacı Bektaş Velî’nin fikir ve düşüncelerinden neşet etmiştir/doğmuştur. Sulucakaraöyük’te filizlenen Bektaşilik zamanla Balkanlar’da ve Akdeniz coğrafyasında yayılmıştır. Zamanla Bektaşiler, Yeniçerilerle kader birliği ederek ocağın moral gücünü artırmışlar ve manevi terbiyesini üstlenmişlerdir. Bu münasebetle Yeniçerilere Zümre-i Bektaşiyan ismi verilmiştir. Bu birliktelik, beraberinde 1826 yılında Yeniçeri Ocağı lağvedilirken Bektaşiliğin de yok edilmek istenmesi tehlikesini doğurmuştur. 1826 yılında Bektaşilik için yasaklı bir dönem başlamıştır. İşte Zümre-i Bektaşiyan isimli bu eser, tüm bu süreçleri birinci elden kaynaklar ile anlaşılır kılmaktadır.” Dr. Maden, Ön Söz’ünün sonunda ise şu açıklamayı yapmaktadır: “Sekiz başlıktan oluşan eserimizde bu konulara ilave olarak Bektaşilik inanç ve kültüründe özel bir yeri olan tâc konusu ele alınmaktadır. Bektaşilikte tâcın ne anlama geldiği, tâc çeşitleri, nasıl giyildiği vesair hususlar, detaylı şekilde incelenmiştir.”
Eserin sekiz bölüm başlığı şöyledir:
- Kastamonu’da Bektaşilik
- Sandıklı’da Bektaşilik
- Kıbrıs’ta Bektaşilik
- Alevi- Bektaşi Geleneğinde Keçeci Baba Ocağı
- Muhibban’da Alevilik Bektaşilik
- Bektaşilikte Tâc
- Arnavutluk’un Bağımsızlığında Bektaşiler
- Yeniçeri İsyanlarında Bektaşiler
Kaynakça
Kitabın ilk bölümü “Kastamonu’da Bektaşilik” (s.11-13). Bu bölümden, ilimizde Bektaşiliğin fazla yayılmadığını, daha çok ilçelerde rağbet gördüğünü öğreniyoruz. Taşköprü’de Ahi Kurt, Tosya’da Hamza Baba ve Yahya Dede, Daday Belviran köyünde Himmet Dede tekkeleri en önemli tekkelerdi. 1826 Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla beraber uzun bir süre Bektaşilik de yasaklanmış, dervişler Anadolu’ya sürgün edilmişlerdi. Bektaşilerin sürgün edildikleri yerler arasında Tosya da bulunmaktaydı.
Kastamonu merkezde Bektaşilik yaygın olmamakla birlikte saz çalmayı günah kabul etmediklerinden, Kastamonulu halk şairleri arasında Bektaşi olanlar vardı. Dertli kolundan Ilgazlı Nailî Baba’nın çırağı Yorgansız Hakkı Çavuş gibi.
Dr. Maden, Osmanlı yazı ve Türkçesini çok iyi bildiğinden arşiv belgelerini, eski dergi ve gazeteleri tarayarak kitaplarını yazıyor. Bu bakımdan her kitabı, kültür tarihimiz açısından değerli bilgiler ortaya koymaktadır. Kastamonu Üniversitemizde görev yapmakta oluşu bize kıvanç vermektedir.